KELİME OYUNU 11
Bu haftanın kelimeleri sevgili Ebemkuşağı'ndan geldi :)
- Ihlamur, Yolcu, Çocuk, Sayfa, Yağmur
-Buyrun efendim, biletiniz.Koltuk numaranız 25, otobüs gelinceye kadar bekleme salonunda oturabilirsiniz.
-Peki teşekkür ederim.
-İstanbul- Ankara yolcusu kalmasın.
-abim gel götüreyim seni istediğin yere.
Yağmur damlalarının yere çarpışı…Ses cümbüşü..birbirinin içerisine kilitlenmiş yüzlerce konuşma…. Yıllar geçsede değişmeyen o nahoş koku…sigara dumanları, banklara uzanmış insanlar, her köşe başını kapmış dilenciler, simitçi çocuk, bordo montlu pamuk şekerci amca, hiç durmaksızın hareket eden arabalar, bekleyen yolcular ve binlerce hikayeyi geçmişin sayfalarına sessizce sıkıştırıveren otogarlar.
Tarihin gizli şahitleri.Her insanın ömründe bir kere de olsa uğradığı, anısını bıraktığı mekanlar.Herhalde dili olsa neler neler anlatırdı.Vedaların acısını, kavuşmaların mutluluğunu belki de en çok beklemenin heyecanını anlatırdı.Gözünü hiç ayırmadan saate bakmanın kulaklarını açıp bir otobüs tıslamasında olmanın ne demek olduğunu.
Sahi, nasıl da bağrına basmıştı bunca hüznü, vedayı sevinci, duygu karmaşasını? Her yolcu yeni bir hikaye demekti.Gidenlerin hikayesi hep hüzünlüydü.Vatan için, ekmek parası için, eğitim için sebebi her ne olursa olsun gitmek demek, biraz hüzün biraz heyecan en çok da korku demekti.Gittiği yere tutunamama korkusu.Toprağından sökülüp başka toprağa ekilen çiçeğe benzetirdi hep gidenleri.Kimisi yeni toprağını daha çok sever yeşerirdi kimisi ise solardı.Ama hepsi korkardı.
Geride kalanlar ise yüreği buruk el sallayarak uğurlardı yolcusunu.Otobüs hareket edince arkasından uzun uzun bakar, el çabukluğuyla gözyaşlarını siler, sonra da giderlerdi.
Gelenlerin hikayesi ise daha umutluydu.Heyecanla, hediyelerle beklenir, sarılmalar kucaklaşmalar kahkahalar bayram yeri olurdu ortalık .Kavuşma anlarını en tatlı anılar olarak kaydederdi.Bir de bu şenliğin içerisinden boynu bükük geçenler olurdu hemen tanırdı onların yüreği buruk uğurlananlar olduğunu.
Bekleyenler vardı bir de.Yeni bir hayat kurmak için planlar yapılmış sözler verilmiş, otogarda ıhlamur ağacının altında buluşalım, diye kararlaştırılmış.Hepsi aynı heyecanla gelir oturur sevdiğine kavuşmanın hayalini kurardı.Kimisi arzusuna kavuşur kimisi yarım kalmışlığını heybesine alıp giderdi.
Ah ne kadar çok hatıra vardı böyle.Birini söylese diğeri eksik kalacak.
-Hanımefendi bekleme salonunda bekleyin lütfen. Ayakta kaldınız.
Tebessüm ederek ilerledi ve otogar sayfalarında bir anı olmak üzere oturdu.
oleey, çok sevindim yazman, gelcam yine okumayaa, istediğin zaman öykü yaaaz hatta yakında istediğin zaman sen de kelime ver yanii :)
YanıtlaSilÇok vakit ayıramasam da ara ara profilini ziyaret ediyorum.Feriha Hanımı yeniden görmek güzel şey :) kelime bulma işini düşünelim :)
SilHer bireyin yaşadığı bir duygudur elbet bir gün kısa süreli olsa da ayrılır, gideceği yerde ne olacak, döndüğünde ne olacak gibi bir çok kaydı, bu tip bir durumu sanırım on-üç yaşımdayken yaşamıştım.
YanıtlaSilEvet gittiğinde de geldiğinde de yeni bir hayat seni bekliyor oluyor.ikisi de zor
SilDeeptone de yazdığın yorumu gördüm.
YanıtlaSilVe içtenlikle diyorum ki, kendinize haksızlık etmişsiniz.
Hikaye o kadar güzel ki. Ve kendine özgü.
Tebrik ederim
Ne kadar naif bir yorum teşekkür ederim :) kendine özgülüğü sizin yazınızda da gördüm :) yine görüşmek dileğiyle
SilNe güzel anlatmışsınız. Okudukça aklıma benim anılarım geldi.
YanıtlaSilBende düşünüyorum şimdi gerçekten nasıl bağrına bastı bunca duygu karmaşasını?
Elinize sağlık :)
Herkesin hayatında kısa da olsa acı tatlı bi otogar anısı var :) bütün insanlığın ortak noktası :)
SilHissettirerek anlatabildiysem ne mutlu bana :)
YanıtlaSil"Ben otobüs terminallerinin peronlarında tanıdım hayatı. Banklar vardı; gök ve aşk rengi. Umutlarsa inadına siyah, yeni bitmiş yolculuk sabahı gibi ağarmak bilmeyen." demişti bir yazar(!) Gök ve Aşk Rengi adlı yazısında.
YanıtlaSilDaha çok hüzün kokar otogarlar. Ya da bana öyle geliyor. Harika bir otogar hikâyesi olmuş. Kaleminize sağlık.
Yazar (!) ın iadeleri anlamlıymış.Otogarların daha çok hüzün koktuğu konusunda katılıyorum.
Silevet otogarlar, iyi düşünmüşsün, yolcular, her türden insanlar, otogarları çok severim, otobüs beklerken yiyecek içeçek almak, dergi kitap almak, insanları izlemek ne güzeldir :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim:)
SilDuygulanarak okudum gerçekten.
YanıtlaSilİki buçuk yıl önce İzmir'den memleketime dönmek için henüz otogarda otobüste beklerken, kucağında bir bebeği olan genç bir çift orta yaşta bir bayanı uğurluyordu. Çiftten kadın olanı nasıl ağlıyor nasıl! "Ablası galiba" diye düşündüm. Araç hareket edene kadar beklediler, sonra yolcu bayan otobüse bindi. Dışarıdaki kadın hâlâ ağlamaktaydı. Yüreğime dokundu.
Otogarlar duygu yoğunluğunu ruhunda hissettiriyor insana.
Evet duygu karmaşası yaşatıyor insana. Baba nolur gitme diye ayağına yapışıp bırakmayan çocuğa şahit olmuştum ben de.Baba ekmek lazım kızım diyip gitti.Uzun süre gözümün önünden gitmedi
SilÇok güzel. Zevkle okudum. Hiç otogar anım yok. Çocukken bir iki kere gittim onu da hatırlamıyorum. Ama çevremdeki insanlardan bir çok hikâye duydum. Genelde sıkıntılı şeylerdi. Yazınızı okuyunca onları hatırladım.
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
SilYaşasın bloglar! :)
YanıtlaSilBlog yazmak ve blog okumak gibisi var mı ya? :))
Valla o otogar telaşını, gürültüleri bile garip bir şekilde özleyebiliyor insan, hele ki benim gibi gezmeyi, uzak yerlere gitmeyi çok seven biriysen... Çok güzel yazmışsın, tebrik ediyorum:)
YanıtlaSilKesinlikle özlüyorum bende :) teşekkür ederim
Silotogarlar ve havalimanları en sevdiğim yerlerdendir çünkü yolculuk heyecan ve sevinç verir bana çok güzel anlatmışsıın :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
Silİstanbul- Ankara arasında uzunca yıllar gidip gelmiş biri olarak otogar maceralarım gözümün önünde canlandı. Hüzünlü, duygusal,umut dolu... Kaleminize sağlık:)
YanıtlaSil