SAĞLIKLI YAŞAM
SAĞLIKLI YAŞAM
Büyükten küçüğe hepimizin gelecek üzerine kurduğu hayalleri,ulaşmak
istediği hedefleri var.Bir paravanla dünyayı gezmek, emekli olunca sahil
kasabasına yerleşmek, mikroskopla yıldızları izlemek, iyi bir üniversite
kazanmak, kariyer sahibi olmak gibi.Ama en büyük temennimiz sağlıklı bir yaşam
sürebilmek.Konuşmalarımızda da kalıplaşmış cümleler şeklinde yerleşmiş bu
isteğimiz.’Sağlıcakla kalın.’ ya da ‘Sağlık olsun.Cana geleceğine mala gelsin.’gibi
örnekleri çoğaltmak mümkün.Herşeyin başı sağlık tabi.En basitinden, hasta olan
bir insan baldan lezzet alabilir mi?Alamaz.Hastalığının etkisi ile yediği bal
da, acı turşu da farksızdır.Her iki gıdanın da tadını alabilmek için sıhhatine
kavuşması gerekir.
Kişinin yediği gıdadan,yaşadığı hayattan zevk alması,zihnen ve ruhen iyi
olabilmesi için beden sağlığı şarttır.Bu konuyla ilgili olarak Mahatma Gandhi
‘Gerçek servet sağlıktır, altın ya da gümüş parçaları değil.’cümlelerini
kullanmıştır.Peki, fiziksel sağlık için
ne lazım?En başta düzenli bir beslenme gerekli.Zira yapımız itibarı ile yaşamsal
faaliyetlerimizi sürdürebilmek için yemek, içmek vazgeçilmezimiz.Asıl sorun,bu
işlemi yaparken ne kadar bilinçli olduğumuz?Dünya Kanser Araştırma Vakfı’nın
İngiltere’de 2.046 kişi arasında yaptığı bir araştırma, insanların %49’unun
gıda tüketiminin bilinçsiz olduğunu ve
beslenme şeklinin kanser gelişimine sebebiyet vereceğinden haberdar olmadığını ortaya koydu.
Bundan anlaşılıyor ki, insan yeme içmede dikkatli davranarak, kendi
bedenine uygun gıdaları tüketerek hastalıktan korunabilir yahut hastalıklara
davetiye çıkarabilir.Sağlıklı bir hayat için yaş,cinsiyet,kilo ve kan grubumuza
göre bedenimizin bizden ne istediğini öğrenmekle başlamalıyız.Çünkü yetişkin
insanın ihtiyacı olan günlük protein miktarı ile 19 yaşındaki bir gencinki aynı değildir.Ya da 0 kan
grubuna sahip olan birey için et tüketimi gayet faydalı iken A grubu olanlar
için et tüketimi sıkıntılıdır.Zira et ürünlerini sindirecek enzimleri çok
zayıftır.Hangi gıdaların dostumuz hangi gıdaların düşmanımız olduğunu ayırt
edebilmek için iyi bir araştırma yapmalıyız.
Yaşımız,boyumuz,kilomuz ne olursa olsun, dikkat edeceğimiz diğer bir husus
da hazır gıdalar.Özellikle yoğun yaşamımız sebebiyle köy tarhanasından hazır
çorbalara, ikindi çayı için paketlenmiş kurabiyelere,çocuklarımız için renkli
ambalajı ile dikkat çeken kek ve çikolatalara yöneldik.Her ne kadar pratik
çözüm gibi gözükse de içerisinde katkı maddesi olan ürünler doğallıktan
uzaklaşmıştır.Evde yapılan kek üç günde
bayatlayabilirken, marketten alınan kek bir yıl bozulmadan muhafaza
edilebiliyor.Ya da evde mayalanan bir kova yoğurt bir hafta sonra ekşime
belirtisi gösterirken,hazır olan yoğurtlar ekşime göstermeden daha uzun ömürlü
olabiliyor. Ne kadar sağlıklı olduğu ise üzerinde düşünülmesi gereken bir konu.
Bize sunulan hayatın bir sonu var.Ama verilen zamanı nitelikli olarak
yaşamak, hastalıklarla savaşmadan,hayallerimizin peşinde koşabilmek bizim
elimizde.Yapmamız gereken abur cuburları meyve,sebze ile değiştirmek.İmkan
nisbetince organik gıdalar tüketmek.Sabah uyanınca aç karnına ılık suya limon
damlatıp içmek de güne zinde başlamak için iyi bir fikir.Günün en önemli öğünü
olan kahvaltıyı atlamamak gerek tabi.Ayrıca
sigara ve alkolün sağlığımızı olumsuz etkisi de unutulmamalı.
Yorumlar
Yorum Gönder