#İYİLİK PROJELERİ 1: KÜFLÜ EKMEK
#Bir iyilik yap.Ekmeği kurtar.
Bayatlayan
ekmekleri napıyorsunuz gençler?
Ben cevaplayayım
çöpe atıyoruz.Ülkemizde ev başı haftada 2,
yılda ise 4 milyon 900 bin ekmek
israf ediliyor.
-Ne olur ki iki
ekmek çöpe gitse?ekmek başı 1.50 tl den 3 tl yapar.Cüz’i bir miktar.Kimseye
zararı dokunmaz. diye atıldı sınıfın konuşkan öğrencisi.
Derin bir iç
çekişin ardından konuşmaya başladı Selma öğretmen
Sadece 1.50 tl
değil ki ekmeğin ederi.O sadece etiket fiyatı.Kaç tane insanın emeği var umudu
var ekmeğin üzerinde.Ekmek yemeden doyan var mı?Küçücük tohum nasıl oluyor da
sofralarımızın baş köşesine geçiyor, her yemeğimize eşlik ediyor hiç düşündünüz
mü? Diye sorarak öğrencilere düşünme
zamanı verdi .
Ve devam etti.”Hadi
gelin hep beraber ekmeğin geçmişine yolculuk yapalım.Baş kahramanımız Ahmet
Amca olsun.Çizmelerini giymiş ayağına bütün mal varlığı evinin etrafındaki
tarlalar.4 gözle güz ün gelmesini
bekliyor.Eskiler eylül ekim aylarını güz diye isimlendirirler diye ilave etti.Bebek
bekleyen anne nasıl heyecanla bekler ve hazırlık yaparsa Ahmet amca da öyle
bekler.Motorlarla sürerek Toprağı işler güzelce.Yatak yapar tohumlarına.
Zamanı gelince de
nazikçe bırakır toprağa.Tohumla birlikte umutlarını koyar, hayallerini
koyar.Dualar okur o sene hasatın bereketli olması için.Geceleri başında nöbet
tutar annenin bebeğini beklediği gibi.Muhtelif hayvanlar zarar vermesin diye
bekler saatlerce uykusuz gözlerle.
Mart ayında
buğday sapa kalkmaya başlar.Sulamak gerekir.Bitkiyi incitmeden sular Ahmet amca.Nisan
başı başaklanma dönemidir tekrar sular.Mayıs gelir süt olumunda 3.kez sulanır
binbir zahmet çekilerek.Dilinden düşmeyen duasıyla bereket ister Allah’tan.
Danelerin
oluşması beklenir gece gündüz.Derken bi solgunluk başlar buğdaylarda.”Ah şu kör
olasıca hastalık yine gelmiş.”der ve bi telaş sarar Ahmet Amca’yı.”Yavrularını
kurtarmak için ziraat mühendislerini dolaşır.Şansı yaver giderse kurtarır
hastalıktan.Yaver gitmezse de zayi olur bütün buğdaylar,hayaller,umutlar.Seneye
artık diyerek teselli eder kendini.Zararını karşılamak için iki misli çalışması
gerekir.
Biz iyi düşünelim
buğdayları kurtardı.Daneler döküldü hasat kaldırıldı.Değirmenci öğüttü un
oldu.Fırıncı aldı eline ekmek oldu.Kaç insanın alın teri var ekmek de.Umudu var
hayali var çabası var.Sadece 1.50 tl karşılar mı bu kadar insanın emeğini?”
“Doğru” diye
onaylıyordu öğrenciler.Son dokunuşu yapmaya hazırlandı Selma öğretmen.
“Biliyor musunuz
çocuklar ben bir ekmeğin kıymetini küçücük çocuktan öğrendim.Sosyal
Yardımlaşmada görevli olduğum zamanlarda bir anne çocuğuma bakamıyorum siz alıp
bakın diye aradı.Verilen adrese gittiğimizde yıkık dökük bir evle
karşılaştık.Harabe gibiydi.Kendimi tanıttım.Hocam dur çocukların karnını
doyurayım dedi.poşetten yarısı küflenmiş ekmeği çıkardı.temiz olan tarafını
doğradı tabağa su koydu içine hadi yiyin dedi.Gözlerimdeki yaşlara söz
geçiremedim.Birbiriyle yarışırcasına yere düşüyorlardı.Anne geldi elime
yapıştı.”Evlatlarıma sahip çık”diye.Dizlerimin bağı çözüldü.O annenin
çaresizliği kalbime bir ok gibi saplandı...” anlatmayı bırakıp gözyaşlarını sildi
Selma öğretmen.
“İşte bir annenin
evindeki en kıymetli yiyeceğin yarısı küflü ekmek olduğunu gördüğüm gün ekmeğin
değerini anladım.
-Hocam ama nasıl
bayatlatmayacağız ekmeği diye sordu biri
-Çok kolay.
*Tüketebileceğimiz
kadar ekmek almalıyız
*Fazla ekmek
kalırsa ekmek köftesi, çorbalık kıtır ekmek ya da ekmek pizzası yapabiliriz
*Yine de fazla
ekmek varsa su veya sütle ıslatıp sokak hayvanlarına koyabiliriz.
*Hiçbirini
yapamazsak ekmekleri diğer çöplerden ayrı poşete koyarak duvara
asabiliriz.Köpeği,tavuğu olanlar hayvanları için alabilir.
İyilik yapmak bu
kadar kolay.Haydi sende ekmekleri kurtar çöpten.
nasıl güzel bir yazı. şehirli emeğin kıymetini unuttu. kıymet bilmez oldu. malesef. allah ıslah etsin. sevgiler
YanıtlaSilteşekkür ederim.İnsan ne yazık ki kolayca eline geçen şeylerin kıymetini bilmiyor
YanıtlaSilÇok doğru bir konuya değinmişsiniz, bu kadar insan açlıktan ölürken hala ekmekler çöpe atılıyor, ne yazık.
YanıtlaSilevet çok üzücü.Mahrumiyet bölgesinde görev yaparken çocukların taze ekmek yiyince yüzlerinde oluşan tebessüme şahit oldum.Şehir merkezine geldiğimde ise öğle menüsünde neden muz değil de elma konulduğu tartışılıyordu...
YanıtlaSilah çok iyi yazı, teşekkür ederiz gündeme getirdiğin için :)
YanıtlaSil