MAKRO İFADELER


 Biliyor musun Vera, geceleri defalarca uyanıyorum.Tik tak diye seslenen saate, pencereme dokunan rüzgara, sokaktan geçen araba  seslerine...Ağacından ayrılıp yere kendini usulca bırakan yaprağın sesine bile uyanıyorum.Oysa ne ağır uykum vardı.”Top patlasa haberimin olmayacağı “türden.

İnsanın yaşı ilerledikçe duyma yetisinin azalması gerekmez miydi ? O halde neden bu anlamsız sesleri duyup uyanışlarım ?

“Kafamın içindeki sesleri susturuncaya kadar yürüyeceğim “der saatlerce yürürdün.Geldiğinde mutlu Mesut devam ederdin hayatına.Hatırlıyorum da Bi kere sana eşlik etmek istemiştim ve ilk saatin sonunda pes etmiştim.

Şimdi anlıyorum da beni uyandıran da kafamdaki seslerin birbiriyle olan kavgası galiba.İçten içe yer edinmiş kırgınlıklarım, kabul ettiğim ama hak vermediğim yaşanmışlıklarım,saygısızlık etmemek için sustuklarım...

Belki de çocukken annemin almaya güç yetiremediği kırmızı sandaletlerin acısıdır uyandıran.Ya da elimden kaçıp ağaca takılıp sonra da patlayan balona olan öfkem uyandırmıştır bilemiyorum.

Dönüp dönüp uyuyamayınca sana yazmak eski hatıraları yad etmek istedim.Yıllar oldu görüşmeyeli.O kurduğun karışık cümleleri yaş aldıkça anlamaya başladım.

Bugün birine çarptım bankaya giderken.Çantası evrakları yere saçıldı.Öfkeden deliye döndü.Öyle bir bağırdı ki herkes durup bizi izledi.Yerlere serilen gururumu umursamadan Sanki hüküm yemiş mahkum gibi sessizce dinledim onu.

Hani hep derdin ya “Bir insanı dinlerken sadece onun sözlerine değil mimiklerine de kulak verin.Sessize alın o insanı ve yüzünü okuyun.Gözlerine,kaşlarına,dudaklarına bi bulmacayı çözer gibi bakın.Gördüğünüzle,duyduğunuz aynı şeyler olmayacak.”

Ne tuhaftır ki öfkeyle ağzına geleni savuran adamın gözlerinde içten içe bi acı çekiş gördüm.Bastırdığı ama esiri olduğu derin bir yara vardı kanayan.Sabırla bekledim acımasız sözlerinin nihayete ermesini.

Yoruldu sonunda ve sustu.Yerden topladığım eşyalarını uzattım ve nazikçe “Afedersiniz beyefendi.Zor bir gün geçiriyorsunuz galiba.Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?”

Adam sinirlenecek gibi oldu ama utanma duygusuyla geri çekildi.”Kusura bakmayın kaba davrandım.Teşekkür ederim nezaketiniz için” dedi ve gitti.

“Duyduğunuz ile gördüğünüz aynı olmayacak.”derken ne kadar haklı olduğunu anladım.Neydi bilimsel aldı şunun -yüZümüzde gizlenen mimiklerin- adı  “makro ifadeler “ Artık anlıyorum makro ifadeleri bilmeni istedim. 

Neyse yavaştan uykum gelmeye başladı.Yine hatırıma gelirsen yazarım.

Kendini değersiz hissettiren her şeyi bırakman, penceresine çiçekler konulan olman ümidi ile....


Yorumlar

  1. ne güzel bir yazı, hayal, kurgu dünyan var senin yaa :)

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim deep :)

    YanıtlaSil
  3. Ah o gece uyanmalarını bilirim..:)

    YanıtlaSil
  4. blod adresi güzel beğendim :)

    YanıtlaSil
  5. Ne güzel bir yazı olmuş bu, bayıldımm.
    Ben en küçük seste, en küçük bir ışık değişiminde hemencik gözlerimi açıveren bir insanım, hiçbir zaman derin uykunun ne olduğunu öğrenemeyeceğim muhtemelen, bu yüzden ben de anlıyorum=)

    YanıtlaSil
  6. Teşekkür ederim:) aynı kaderi paylaşıyoruz o zaman.Bu hafif uykular derin düşünceler döngüsü içinde geceleri tüketeceğiz :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KELİME OYUNU 43

KELİME OYUNU 12

KAVGAYI KAYBETMEK