YAĞMUR DAMLASI
Yağmur damlaları varlığından haberdar etmek istercesine pencereme
tıklatıyor.Dışarıda en sevdiğim toprak
kokusu.Çocuklar koşturuyor yağmur damlalarını yakalamak
için.Anneleri durdurmak için çaba
sarfediyor lakin boşa olduğunu görünce seyre dalıyor çocukları.
Çiftçi Hasan Amca sevincinden yerinde duramıyor “Bereket yağıyor bereket”
diye haykırışlarını duyar gibiyim.Komşu Fidan hanım ıslanan çamaşırların
derdine düşüyor.Saliha hanım da”Camları yenice silmiştim”diye hayıflanıyor.
“Sobaya bir odun daha koy da ısınalım hanım”diyor Ali bey.Ne klimayla ne
kaloriferle ısınamadığını ısrarla tekrarlayarak.Site de tek sobalı ev olarak
geçimsiz daire sahibi diye kaydediyor site yönetimi.Ali Bey ise“Ne anlar
şehirli insanı sobadan”diye söylenip duruyor .
Ben de katılıyorum görüşüne sessizce.Kafamdaki sesler muhabbete başlıyor.Ev
hanımı olan ses atılıyor:
“ Şehirli köylü ayrımından değil sobanın külfetinden rafa kaldırıldı.Bilmem
kaçıncı kata odunları çıkartacaksın,binbir uğraşıyla ateşi tutuşturacaksın bi
de külü var.Nereye dökeceksin?Sobanın sağını solunu sileceksin.İş yükü başka bi
şey değil. “
İçimdeki çocuk devralıyor sözü:
“Ne çabuk unuttun sobanın etrafındaki güzel muhabbetleri.Hatırlasana Kestaneler
sıralanıyor ısınan soba üzerine.Guzine kısmına fıstık konuluyor.Muhabbete eşlik
etsin diye.Mutfaktan patlamış mısır kokusu geliyor.Şenlik havası var evde.
Bi yandan çaylar dolduruluyor bi yandan gülücükler savruluyor etrafa.Babam
o gün tezgaha gelen müşterilerden bahsediyor.Annem bahçedeki biberlerden. Erkek
kardeşim yaptığı yaramazlıkları dile getiriyor.Kız kardeşim okuduğu kitabı anlatıyor.Ve
işin neticesinde Her muhabbetin sonu bir nasihatle bitiyor.Derdi olan
eteğindeki taşları döküp akşamın karanlığını aydınlatan kahkahalarla kalkıyor.’
‘Patttt...’Aman Allahım bu ses de ne? Yağmur doluya dönmüş...Pat pat
düşüyor yere.Önümde yarım bıraktığım kağıt kürek işleri...Saat ilerlemiş ben
ise bir yağmur damlasıyla anılar arasında rüyaya dalmışım. Yüzümde kocaman bir
tebbessüm...Yaşamış ve hatırlamış olmanın verdiği mutlulukla kalkıp bir çay
koyuyorum....
Ne güzel söylemiş Cengiz Aymatov
"İnsan yalnız
olunca neler neler düşünür. Gerçekleşmemiş hayallerini, uçup giden yıllarını,
ilk aşk maceralarını. O pek gerilerde kalan yılları, erişilemeyen ve
erişilemeyecek olan bir isteği hatırlamak, düşünmek de hoş bir şeydi. Niye böyle olur? Bunu da bilmez
insan. Ama zaman zaman bunları düşünmekten, o günleri yeniden yaşıyor gibi
olmaktan hoşlanır."
HATIRLADIKÇA İÇİNİZİ ISITAN ANILAR YAŞAMANIZ DİLEĞİYLE…
seni gördüğüme sevindiim. her şey yolunda işallah, yani anlattığın konularda, umarım keyfin yerinde ev yaşamın da huzurludur, anlat yina zamanın olunca amaa, iyi yıllar :)
YanıtlaSil