KELİME OYUNU 32

 




Uzun bir aradan sonra kelime oyunu ile geri dönmek istedim.Bu haftanın kelimeleri Sevgili Ayça’dan gelmiş.
Salıncak - park - enfeksiyon - korku -makyaj 

Sessizliğin hakim olduğu toplantı salonu delici  topuk sesleriyle yankılanıyor.Açık mavi tonlarında makyajıyla  dikkat çeken bir hanımefendi söze başlıyor.Keskin ve tok bir sesle 

-Bugün sizlerle bir veba gibi yayılan çağın yeni hastalığını konuşacağız.Kanserden, veremden, virüsten hatta enfeksiyon kapması olağan açık yaradan bile daha korku verici bir hastalık…

Salıncakta sallanan, parkta oynayan, uçurtma uçuran çocukların neşesini söndüren..

Umutları, hayalleri olan gençlerin hayatına gölge düşüren, yetişkinleri duygusuz bir robota dönüştüren bulaşıcı ve öldürücü hastalık…Nedir o dersiniz ?

 

SEVGİSİZLİK…İlgisisizlik, yerini bulamamanın verdiği eziyet neticesinde ortaya çıkan değersizlik hissi.

Önce kendi hayallerini sona başkasının hayallerini öldürtür. Cümlesini bitirip muhataplarının yüzlerinde göz gezdirdi.

 

Sonra elindeki çubuğu tıklatarak dikkatleri iki saksı bitkinin yansıtıldığı tahtaya yöneltti.

 

-Dediklerimi aklınızda oturtamadıysanız şu fotoğrafa bakın.Aynı toprağa aynı saksıya ekilen aynı tür iki bitki.Aynı zamanda sulanmış .Ama her ne olduysa birini karartıp öldürmüş, birini yeşertip güldürmüş.

Düşünün bakalım ne olmuş sizce.

 

Herkesin görüş beyan etmeye başlamasıyla salonda bir uğultu oluştu.Muhataplarına küçük bir beyin fırtınası yaptırdıktan sonra son sözü teslim aldı.

 

-iki sebep var.Biri koyulduğu yeri sevmiş, diğeri sevmemiş.

Birine bakan bitkisine dünyanın en harika bitkisi gibi muamele etmiş, diğerine bakan ise dünyanın en işe yaramaz canlısıymış gibi hissettirmiş.

 

Sevginin iyileştirdiği bitki, yeşermiş bakan herkese umut ve neşe vermişOnun sevgisi herkese ulaşmış..Sevgisizliğin öldürdüğü bitki ise kararmış ve ona bakan herkesin de ruhunu karartmış.

 

O halde söyleyin bakalım, bir bitkiyi bile öldüren sevgisizlik bir insanı öldürmez mi hiç ? Hem de yaşarken yavaş yavaş öldürür.Kimsenin farketmeden silinip gider o neşeli ruh. Ya da Yerini bulamayan insanın hissettiği değersizlik duygusu onu ve beraberinde de çevresindekileri umutsuzluğa yönetmez mi ? 

Durumu özetleyen ve Şimdiler de moda olan bir söz var “Sevgisiz büyüyen çocukların savaşları dünyanın sonunu getirecek”

 

Cümlesini bitirmesiyle salon alkış sesleriyle dolup taştı….

Mevzunun sonunu bazen okurun düşüncelerine bırakmak gerek.Metnin sonu sende sevgili okur.

 

Naçizane görüşüme göre önce kendimizi sevmekle başlamalıyız işe.Bizi biz yapan kusurlarımızla, yanlışlarımızla, fazlamızla eksiğimizle önce kendimizi sevmeliyiz.Bizi kim hangi kefeye koyarsa koysun, biz kendimizi nereye koyuyorsak ordayız.Kendimizi güzel yerlere layık görelim.

Ve çok sevdiğim şu alıntılarla noktalamak istiyorum.

 

Bulunduğun yer seni mutlu etmiyorsa, yerini değiştir 

SEN AĞAÇ DEĞİLSİN.”

 

 


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KELİME OYUNU 43

KELİME OYUNU 12

KAVGAYI KAYBETMEK